10 Nisan 2013 Çarşamba

Ruth Rendell - Ölüme Giden Yol


İngiltere’nin güzel bir kasabasından geçen bir otoyol yapılacaktır. Yapılması planlanan otoyol tam da kasabanın korusundan geçecek, orada bulunan özel bir kelebek türü de tehlikeye girecektir. Çevreci gruplar protesto için akın akın kasabaya gelir. Bir grup da daha başka bir yöntem düşünerek insanları kaçırır ve otoyol yapımı iptal edilmezse rehineleri öldüreceğini deklare eder. Ha bu arada, oralarda daha önce de otostopçu bir genç kız öldürülmüştür. Adamımız Wexford ve ekibi bütün bu olayları çözmeye çalışır.

Valla polisiye dediğin, eline aldınmıydı yemeyi içmeyi unutturacak kadar sürükleyici olmalı bence. Bunda o yok. Belki karakter çokluğundan, belki de o yan karakterleri etlendirip butlandırma işi pek de becerilemediğinden, hele bir de isimleri fazla akılda tutmayan ben gibi bir okuyucuya toslarsa roman, kim neyi ne zaman nasıl yaptıydı faslını akılda tutmak zor oluyor. Son sahnede suçlu olduğu ortaya çıkan adamın kim olduğunu geriye dönüp hatırlamaya çalıştım, o derece. Belki de bir filme alınır diye yazılmıştır. Karakterleri görerek akılda tutumak için. Ha, sahi, aslında film filan da olur yahu bu romandan. Biraz karanlık, ağır, ama romandan daha iyi olur film olarak hatta bence.

Okurken belki siz daha çok haz alabilirsiniz ama benim iyi niyetlice söyleyebileceğim tek şey şu: Geri dönüp baktığınızda, inceden, burjuva aptallığına yönelik bir eleştiri bulabilirsiniz. Bir de, kitaptan, çevreci grupların ağaçlara kesilmelerini önlemek amacıyla büyük çiviler çakması şeklinde bir eylem öğrendim, laf arasında onu da söyleyeyim. Yalnız zincirli testereleri bozmak için yapılan bu iş ağacı kesmeye kalkan işçiyi fena yaralıyor, aman dikkat. 

Bir kaç yerde İngiltere'nin Tayland'la (filan), İngiliz polis teşkilatının kıta Avrupa'sındakilerle (filan) karşılaştırıldığı o haydi burun havaya cümlelere fena kıl oldum. Bu da benim öznel yorumum olsun. Süper centilmen polisin var İngiltere. Anladık. Tamam.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder